SEÇİMİ “YASADIŞI” YAPANLAR; TÜRKİYE’Yİ NASIL YÖNETECEK?

İSTANBUL SEÇİMLERİNİ “YASADIŞI” YAPANLAR; TÜRKİYE’Yİ NASIL YÖNETECEKLER?
31 Mart seçimlerinin arkasından, İstanbul seçimlerine ilişkin tartışmalar 7 Mayıs günü son buldu. Bunun “yasal” veya “yasal” tartışmaları elbette önemlidir. Daha önemlisi bir ülke düşünün, Türkiye’nin 5’de biri kadar bir ilimizde seçimlerin yapılmasında hile tespit edildiği için seçimler iptal edilmektedir.
Seçimlerin iptal edilmesindeki bütün sorumluluk hükümete ait olduğunu bir kere daha belirtelim. Yasaları uygulayan, denetleyen ve olumsuzlukları takip edecek son tahlilde hükümettir.
Yüksek Seçim Kurulu hile tespit ettiğinde sorumlu elbette muhalefet olmaması gerekir. Seçimlerin yenilenmesi gerekçe ne olursa, olsun bir “kaos” tartışmasını” da arkasından getirmiştir.
Madem seçimlerde çokça tartışılan “FETÖ” terör örgütü parmağı var, madem Amerikan “ parmağı” bulunduğu iddiaları bulunmaktadır, o zaman hükümet hem FETÖ terör örgütünü temizlemediği, hem Amerikan parmağına karşı yeterli mücadele yürütmediği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Hani seçim sonrası Cumhurbaşkanı “Türkiye ittifakı” çağrısı ile “Kızgın demirin soğutulması” için ortam oluşması düşüncelerini ileri sürmüştü, bu gelinen noktada her iki çağrının da değeri kalmadığını ilan etmekte Cumhurbaşkanına düşmektedir.
Doğu Akdeniz’den Amerikan tehditlerinin geldiği şartlarda, Fırat’ın doğusundan namluların Türkiye’ye çevrildiği bir şartlarda iç hesaplaşmanın kimin işine yarayacağı ortada değimlidir?
Yine 8 yıl aradan sonra Abdullah Öcalan ile Avukatların görüşmesi ve görüşmede “açılımın” yeniden gündeme gelmesi toplumun gerilmesinde ve PKK terör örgütünün yeniden mevzi kazanmasına hizmet etmiyecekmi?
Ekonomik kriz zaten halkın belini bükmüştür. Krizin derinleşmesine hizmet edecek bir iç cephe hesaplaşması toplumdaki huzursuzluğu daha çok körükleyecektir.
Bazılarının “sokak” çığırtkanlığı ve “seçimleri boykot” çağırılarının değeri yoktur. Bu tür girişimler toplumdaki birlikteliğe ve milli davaların çözümüne darbe vurmak dışında bir görevi olamaz!
Bütün olumsuzluklara rağmen Türk milleti sağduyulu davranacak ve çözüm noktasında kilitlenecektir. Toplumu bölerek, kuvvet kazanmaya yönelik çalışmalar hedefine ulaşamayacağı düşüncesindeyim.
Siyasi Partilerin İstanbul Seçimi ile ilgili ilk açıklamaları toplumu bölen niteliğinde olmadığı için sevindiricidir.
Siyasi partilerin açıklamalarının bütününe katılmasak da olumlu olanları desteklemek ve değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan:
Teşkilatıma sesleniyorum; sandıklar noktasında bu işi kontrol etmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. İşi hafife almamak gerekiyor. Ekonomimizin güvenliğini en az sınırlarıızın güvenliği kadar önemli görüyoruz. Ekonomide yaşanan dalgalanmanın nedenini doğru okuyamazsak fena olur. Bu dayatmaya karşı biz milletimizle istiklalimize ve istikbalimize sahip çıktıkça ülkemize yönelik saldırılar artıyor.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğu:
Her şey çok güzel olacak, her şeye rağmen bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz
MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli:
YSK Kararına saygı duyuyoruz, hayırlı olsun.
İyi Parti genel başkanı Meral Akşener:
Bu tarih, ülkemizin dünyaya rezil edildiği tarihtir. Demokrat Parti’nin bundan tam 72 yıl önce ilan ettiği hürriyet misakı ile önü açılan millet iradesi, bugün o kahramanların adını dilinden düşürmeyen muktedirler tarafından bir kez daha tıkanmıştır.
Vatan Partisi genel başkanı Doğu Perinçek:
İstanbul seçimi yasa dışı ilan edildi. Demek ki Türkiye seçim yapamıyor. Ekonomik krize bir de seçim yapamayan Türkiye eklendi.
Demek ki seçim yarışı önümüzdeki dönemde bir referandum yarışına dönüşecek türden yürütülecektir. Hatta erken seçim olup, olmayacağı ise İstanbul seçimlerinin sonunda ilan edilecektir.
HÜSEYİN GÜLER